Gut

Dayanılmaz ağrılar yaşatan ve vücudun en hassas noktalarında çıkan yaralarla kabus yaşatan bir rahatsızlık: gut hastalığı
Kandaki ürik asit miktarının artışından kaynaklanan ve tarihte kralların hastalığı veya zengin hastalığı olarak anılan Gut hastalığı, etkin bir şekilde tedavi edilmezse zamanla böbrek taşı ve böbrek yetmezliğine yol açabildiği gibi, kemiklerde, damarlarda ve eklemlerde büyük hasara neden olabilir.

Gut-1
Eklemde biriken ürik asit (Mono Sodyum Ürat Mono Hidrat) kristalleri eklemin iç ve etrafını saran ağrılı ve iltihaplı ataklara neden olur.
İltihaplı eklemden sıvı alınıp incelendiğinde ürat kristalleri tespit edilebilir.
Genellikle eklemleri etkileyerek şişlik ve kızarma şeklinde kendisini gösteren bir hastalık olan gut, kişilere dayanılmaz ağrılar yaşatır

Gut-2
Gut hastalarının yaklaşık üçte ikisinde genetik bir yatkınlık, dörtte üçünde ise metabolik sendrom bulguları bulunur.
Hastaların cüzi bir kısmında ürik asit üretiminde (yani karaciğerde), önemli bir bölümünde ise böbrekler yoluyla ürik asit atılımında sorun vardır.
Gut hastalığı uygun bir şekilde tedavi edilmezse ilerleyen dönemlerde ürik asit kristalleri eklem aralıklarında ve yumuşak dokuda birikmeye başlar.
Bu nedenle ayak, kulak kepçesi ve uç eklemler gibi kanlanması ve soğuktan korunması daha az olan yerlerde birikim daha belirgin olur.
Tüm eklemlerde ve böbrekte de kristaller birikebilirken bu birikme birçok hastada ayak başparmağı ile tarak kemiğinin birleşme yerinde olur.
Bu bölgelerde ağrılı şişlik ve kırmızılık ortaya çıkar. Beraberinde ateş, halsizlik ve genel vücut ağrısı da ortaya çıkabilir.”

Gut Hastalığında Beslenmenin Etkisi

Bilinenin aksine gut hastalığında beslenme ile bağlantılı nedenler tüm gut hastalarının yaklaşık %10-15’lik kısmından sorumludur.
Bu hastalarda özellikle et ve et ürünleri, alkol ve deniz mamulleri tüketimi ile güçlü bir bağlantı söz konusudur.
Hastalar bunların tüketimi konusunda itina göstermelidirler. Ancak, hastaların daha büyük bir kısmında metabolik bir yük, yani karaciğer ile ilgili sorunlar söz konusudur.

Gut Hastalığı & Metabolik Sendrom

Gut hastalarının yaklaşık üçte ikisinde genetik bir yatkınlık dörtte üçünde ise metabolik sendrom bulguları vardır.
Yani kilo problemleri, özellikle göbek çevresinde yağlanma, yüksek tansiyon, kolesterol ve trigliserit yanı sıra insülin direnci veya aşikâr diyabet mevcuttur.

Gut hastalığının görülme riskini artıran durumlar

Genetik Yatkınlık ve Aile Öyküsü

Ailesinde gut hastalığı olan bireylerin guta yakalanma olasılığı daha fazladır.
Daha önce de ifade edildiği üzere, Gut hastalarının çoğunda (yaklaşık 3’te 2’sinde) genetik bir yatkınlık söz konusudur.
İkizlerle yapılmış olan çalışmalarda ürik asidin böbrekten atılma sürecinin %60 oranında kalıtım ile belirlendiği ve ürik asit taşınmasını düzenleyen genlerin de kandaki ürat düzeyleri üzerinde önemli etkisi olduğu gösterilmiştir. Bu genlerden SLC2A9 and ABCG2, kan ürik asit düzeyleri üzerinde önemli ölçüde belirleyicidir.
Genetik açıdan guta eğilim gösteren kişiler, beslenme biçiminde değişiklik, kilo alma ve alkol kullanmayı artırma gibi bir risk faktörünün de eklenmesiyle gut hastalığına yakalanabilir.

Metabolik Sendrom ve kronik hastalıklar

Metabolik sendrom ve özellikle obezite varlığında kandaki ürik asit düzeyleri de yükselme eğilimi gösterir.
Metabolik sendrom; bel çevresinin geniş olması (karın içindeki yağ birikimi nedeniyle), insülin direnci, kan şekeri düzeylerinde artış, kolesterol yüksekliği ve diğer kan yağlarında normalin dışında kalan değerler ve yüksek kan basıncı ile kendini gösteren bir tablodur.
Diyabet ve kalp hastalıklarının varlığında gut görülme olasılığı artar.
Bazı böbrek hastalıkları sonucunda da böbreklerin ürik asidi atma yeteneği bozulduğu için gut hastalığına eğilim artar.

Beslenme

Gut hastalığı esasen bir pürin metabolizması bozukluğudur.
Et ve deniz ürünlerine ağırlık verilen bir beslenme biçimi, fruktoz içeren mısır şurubu ile tatlandırılmış içeceklerin tüketilmesi, alkol kullanımı (özellikle bira) ürik asit düzeylerinin yükselmesine neden olabilir.

İlaçlar

Yüksek tansiyon tedavisi için kullanılan bazı idrar söktürücüler (tiyazid grubu diüretikler) ve düşük doz aspirin ürik asit düzeyini yükseltebilir.
Organ nakli yapılan bireylerde doku reddini önlemek için kullanılan ilaçlar da ürik asit artışına neden olabilir.

Cinsiyet ve yaş

Gut erkeklerde kadınlardan daha sık gözlenir.
Erkeklerde genellikle 30 – 50 yaş civarında, kadınlarda ise menopozdan sonra görülür.
Gut gençlerde nadirdir, eğer gut 30 yaşından önce görüldüyse genellikle şiddetli seyreder.

Yakın zamanda geçirilmiş ameliyat veya travma

Kısa bir süre önce cerrahi bir girişim ya da travma yaşamış olan bireylerde de gut riski artar.
Bunun en önemli nedeni cerrahi ya da travma sonrası artan doku yıkım ürünleridir.

Gut Hastalığının Belirtileri

Genellikle ayak başparmağındaki büyük eklemde ani şişme, ağrı ve kızarıklık şeklinde ortaya çıkar, bazen ayaklarda, ayak bileklerinde, dizlerde, ellerde ve el bileklerinde de olabilir.
Şiddetli ağrı çoğunlukla gece saatlerinde ani olarak başlar.
Ağrının gece ortaya çıkmasının nedeni; gece yatıldığında gündüz saatlerinde eklemde biriken sıvının ürik aside göre daha hızlı bir şekilde ortamdan çekilmesi sonucunda geride kalan ürik asidin kristal oluşturmaya uygun şekilde yoğunlaşması olabilir.
Ağrıyı tetikleyen bir diğer neden de soğuktur. Çünkü soğuk havalarda ürik asit hızla kristalleşir.
Ağrı giderek artar, ilk saatlerde şiddetlenir ve dayanılmaz olabilir.
Özellikle ekleme dokunulduğunda ya da hareket ettirildiğinde ağrı şiddetlenir.

Akut Gut Atağı

Eklemde ağrının yanısıra iltihap da gözlenir.
Eklem şişer ve ısınır, eklemin etrafındaki deri kırmızı ya da mora yakın renkte olabilir, gergin ve parlaktır.
Atak sırasında diğer bazı belirtiler de görülebilir:
Ateş (39° C’ye kadar yükselebilir)
Kalp hızında artış
Kırgınlık, halsizlik ve nadiren üşüme
İlk ataklarda genellikle yalnızca tek bir eklem etkilenir, atak birkaç gün sürer. Belirtiler yavaşça ortadan kalkar, eklem yeniden işlev kazanır ve diğer atağa kadar herhangi bir belirti görülmez.
Ağrı geçtikten sonra eklemde birkaç gün ya da birkaç haftaya uzayan bir rahatsızlık hissi olabilir.
Eğer hastalık ilerler ve tedavi edilmez ise ataklar sıklaşır, birkaç eklemi etkiler ve atak süresi 3 haftaya kadar uzayabilir.
Tekrar eden ataklardan sonra gut hastalığı daha şiddetli ve kronik bir duruma gelebilir ve eklemde şekil bozukluğu oluşabilir.
Zaman içerisinde eklemler ve kas kirişlerinde biriken ürat kristallerinin sebep olduğu hasar nedeniyle eklem hareketi giderek kısıtlanabilir.

Tofüsler

Ürat kristalleri içeren sert yumrulara tofüs adı verilir.
Tofüsler ilk olarak eklemin içini döşeyen tabaka, ekleme yakın olan kıkırdak ya da kemiğin üzerinde oluşur, daha sonra da eklemin etrafındaki derinin altında görülür.
Genellikle el parmakları, eller, ayaklar, baldır kasları ile topuk arasında bulunan sert kirişte (Aşil tendonu) ve dirseklerin etrafında görülür.
Tofüslere böbrekte ve diğer organlarda, örneğin kulak derisinin altında da rastlanabilir.
Tofüsler normalde ağrısızdır ancak bazen iltihaplanabilir ve ağrı yapabilir.
Tedavi edilmediği takdirde patlayabilir, içerisindeki tebeşire benzer ürat kristalleri dökülerek şekil bozukluklarına neden olabilir.

Gut ve Diğer Hastalıklar

Gut hastalarının %20’sinde ürik asit yapısında böbrek taşları gözlenir.
Taşlar idrar yolunu tıkayabilir,çok şiddetli ağrıya, tedavi edilmemesi halinde ise iltihap ve böbrek hasarına neden olabilir.
Gut hastalarında, böbreğe zarar veren diyabet ya da yüksek kan basıncı gibi diğer bir hastalık da mevcutsa böbrek işlevleri giderek bozulabilir.
Ürik asidin böbrekler aracılığıyla atılması zamanla azalır ve gutun ekleme verdiği zarar da giderek artar.
Gut hastalarında kalp damar sorunlarına da sık rastlanır.

Gut Hastalığı Tanısı

Gut tanısını koyabilmek için, doktorlar belirtileri değerlendirir ve eklem muayenesi yaparlar.
Gut hastası olan birçok bireyde kanda ürik asit düzeyi yüksektir. Kan testi çoğu hastada tanı için yeterli bir kriterdir.
Ataklar sırasında ürik asit düzeyi normal sınırlarda bulunabilir. Ayrıca kanda ürik asit düzeyi yüksek olan tüm bireylerde gut atağı görülmemektedir.
Eklem sıvısı bir iğne yardımıyla çekilebilir, varsa tofüsten örnek alınabilir. Alınan sıvı ya da örnek özel bir mikroskop ile polarize ışık altında incelenerek ürat kristalleri tespit edilir.
Bazı durumlarda röntgen ve/veya ultrason yapılabilir. Röntgen eklem hasarını, tofüs varlığını, tofüse bağlı kist gelişimini gösterebilir. Ultrason ile ürik asit birikintileri görülebilir.
Gut diğer tipteki romatizmal eklem hastalıklarına benzer belirtiler gösterir, bu nedenle bazen tanı koymak zor olabilir.

Gut Hastalığının Seyri

Erken tanı ve tedavi ile birçok gut hastası normal bir yaşam sürebilmektedir.
Hastalığın ilerlediği bireylerde ise kandaki ürik asit düzeyleri düşürüldüğü takdirde tofüsler ortadan kalkabilir, eklem işlevi düzelebilir.
Ancak, eklem deformasyonu gelişecek düzeyde kristal birikimi varsa, çoğunlukla ürik asit seviyeleri normale dönse dahi tofüsler kaybolmazlar.
İlk belirtilerin 30 yaşından önce başladığı bireylerde gut genellikle daha şiddetli seyreder. Gut’a eşlik edebilen metabolik sendrom ve kalp damar hastalıkları erken ölümlere yol açabilir.
Bazı bireylerde tedaviye karşın yeterli düzeyde iyileşme görülmez.
İlaçların reçete edildiği şekilde alınmaması, reçete edilen dozların yeterli gelmemesi ve alkol bağımlılığı tedaviyi olumsuz etkiler.

Gut Hastalığının Tedavisi

Gut Hastalığında tedavi çok yönlüdür ve hem uzun vadede korunma sağlamaya, hem de akut ataklarda ağrıyı kontrol altına almaya yönelik planlanmalıdır.
Akut atak tedavisinde iltihap ve ağrıyı gidermeye yönelik ilaçlar verilir.
Tekrar atak geçirmeyi önlemek ve kandaki ürik asit düzeylerini düşürmek için de ilaç tedavileri uygulanmalıdır.
Tedavide gut ilaçları kullanmak en etkili yoldur. Öte yandan yaşam tarzında yapılacak bazı değişiklikler de fayda sağlayabilir:
Alkol ve fruktoz içeren içecekleri sınırlayın. Alkol içermeyen içecekleri, özellikle suyu bol miktarda için.
Kırmızı et, sakatat ve deniz ürünleri tüketimini sınırlayın.
Düzenli egzersiz yapın, gerekli ise kilo verin, sağlıklı bir kiloyu koruyun.
Gut hastalığından etkilenmiş olan eklemi travmadan koruyun.
Yağı azaltılmış süt ve süt ürünleri tüketin.
Ürik asidi yükselten ilaçlar kullanıyorsanız hekiminiz ilaçları değiştirecektir. Guta yönelik ilaç tedavisi için doktorunuza danışınız. Gut ilaçları akut atakları tedavi etmek, ileride gelişebilecek atakları önlemek, ürat kristallerinin birikerek tofüse dönüşmesini ve gutla ilişkili olabilecek sağlık sorunlarını engellemek için kullanılır.

Akut Gut Ataklarının Tedavisi

Etkilenmiş olan eklem yukarı kaldırılarak dinlendirilir, buz uygulaması yapılabilir.
Ancak, soğuk tatbikinin kendisi hem kan dolaşımını etkileyerek, hem de ürat kristallerinin çökmesini hızlandırarak durumu kötüleştirebilir. Bu nedenle buz paketi ile yapılan uygulama 20 dakikayı geçmemelidir.
Buz paketinin deriye doğrudan temas deriyi zedeleyebilir, bu nedenle uygulama yaparken buz paketini deriye dokunmayacak şekilde bir havluya sarınız ve bu şekilde yerleştiriniz.
Uygulama bitirildikten sonra eklemin normal sıcaklığına gelmesi beklenmelidir, daha sonra uygulama tekrarlanabilir.
Mümkünse ekleme dokunan bir yatak örtüsü, çorap vb. kullanmayınız.
Hastaların çoğu ağrıyı ortadan kaldırmak için ilaç tedavisine ihtiyaç duyarlar.

Akut Gut Ataklarının İlaç Tedavisi

Ataklar sırasında ürik asit düzeyini düşüren tedaviler uygulanmaz, atağı daha da şiddetlendirebilir. Bu amaçla, aşağıdaki ilaçlar kullanılmaktadır:
Steroid olmayan ağrı kesiciler (NSAİİ): Doktorunuz atağı sonlandırabilmek için bu gruptaki bir ilacı yüksek dozda uygulayabilir. Atak ortadan kalktıktan sonra ilaca bir süre daha düşük dozda devam edilmesi gerekebilir. Bu gruptaki ilaçlar istenmeyen etki olarak mide ağrısı, kanama ve ülsere neden olabilir.
Kolşisin: Doktorunuz ağrı ve iltihabı etkili bir biçimde gidermek için kolşisin önerebilir. Atak ortadan kalktıktan sonra yeni bir ataktan kaçınmak için kolşisin’e bir süre daha düşük dozda devam edilebilir.
Kolşisin’in bulantı, kusma ve ishal gibi istenmeyen etkileri olabilir. Ayrıca, greyfurt ve bazı ilaçlarla etkileştiğinde zehirleyici bir etki yaratabilmektedir. Bu nedenle kolşisin kullanan hastalar greyfurt ve greyfurt suyu tüketmemelidir, Kolşisin’in yanı sıra başka bir ilaç daha kullanmadan önce de doktorlarına danışmalıdır.
Steroidler: Gut’a bağlı iltihap ve ağrının kontrolünü sağlayabilirler. Hap şeklinde ya da eklem içerisine iğne ile verilerek uygulanabilir. Steroidler genellikle steroid olmayan iltihap giderici ilaçları ya da kolşisin’i kullanamayan bireylerde tercih edilir. Steroidler duygu durum değişiklikleri, kan şekeri ve kan basıncında yükselme gibi bazı istenmeyen ciddi yan etkilere neden olabilirler.

Gut Hastalığı’nda Koruma Tedavisi

Eğer yıl içerisinde birkaç kez gut atağı geçiriyorsanız ya da gut ataklarınız sık olmamakla birlikte çok ağrılı ise, doktorunuz gutla ilişkili risklerinizi azaltabilmek için ilaçlar önerebilir:
Ksantin oksidaz inhibitörleri: Bu grupta yer alan ilaçlar ürik asit yapımını engeller. İstenmeyen etki olarak döküntü, akyuvarlarda azalma, karaciğer hasarı görülebilir.
Probenesid: Böbreklerden ürik asit atılımını artırırak vücuttaki ürik asidi azaltır. Döküntü, mide ağrısı, böbrek taşları gibi istenmeyen etkileri olabilir.

Ürik Asit Düzeyinin Düşürülmesi

Kanda ürik asit düzeyini düşürmeyi hedefleyen bir ilaç kullanıyorsanız ürik asit düzeyinizin düzenli olarak ölçülmesi gerekir.
11 mg/dL’I aşan ürik asit düzeylerinde böbrek taşı ve böbrek işlevlerinin bozulması riski artar, bu hastalar böbrek işlevleri yönünden takip edilmelidir.
Tedavi ile ürik asit düzeyinin 6 mg/dL’nin altına düşürülmesi hedeflenir, bu düzeye inildiğinde ürik asit eklemde ve dokularda birikmez.
Kandaki ürik asit düzeyini düşüren bir ilaç tedavisi, bazen vücutta bulunan ürik asidi harekete geçirerek akut atağı tetikleyebilir. Bu durumda ilacı bırakmayınız ve tedavi için hekiminize danışınız.

Gut Hastalığı & Metabolik Cerrahi

Gut hastalığı metabolik cerrahi için primer bir kriter değildir.
Ancak, tüm Gut hastalarının üçte ikisinin aynı zamanda Metabolik Sendrom tanısı da olduğu için, Metabolik Cerrahi hastaların önemli bir kısmında kalıcı çözüm sağlayabilir.
Metabolik Cerrahi’nin Amacı
Metabolik cerrahi ameliyatları hastanın tüm metabolik yükünü azaltmayı hedefler.
Kiloyu, şekeri, tansiyon değerlerini, kan yağlarını ve hücre dışı boşluktaki sıvı yükünü normal değerlere çekmeyi hedefler.
Bu sayede başta karaciğer olmak üzere tüm dokular üzerindeki iş yükü ve stres azalır.
Bir başka önemli nokta metabolik cerrahi ameliyatları başta yağ dokusu olmak üzere tüm dokuların enerji taleplerinde de azalma sağlar.
Böylelikle enerji metabolizması yeniden dengelenmiş olacaktır.

Ameliyatın Tedavideki Etkisi

Ameliyattan sonraki yaklaşık 6 aylık dönem boyunca akut atak geçirmemek adına gut ilaçlarına devam edilir.
Bu dönemden sonra ürik asit seviyesi kendiliğinden normale döner ve hastanın ilaç ihtiyacı çok azalır ve sıklıkla da ortadan kalkar.
Ancak, tofüs denilen şişlikler söz konusu ise ürik asit seviyelerinin normale dönmesi yetmez.
Bu dönemde hastanın etkilenen eklemine yönelik rehabilitasyon egzersizleri uygulanmalı ve etkilenen eklemler soğuktan korunmalıdır.
Ameliyattan sonraki iyileşme döneminde hastaların proteine ihtiyacı vardır. Ancak, bu proteinler seçici olarak verilmelidir.
Pürin açısından zengin et, balık, tavuk ve sakatat gibi hayvansal gıdalar yerine, yumurta, süt ve peynir gibi pürinden fakir gıdaları tercih etmek gerekir.
İyileşme de bireyseldir ve kişiden kişiye değişir. Hastalar genellikle iki hastalık bir sürenin ardından işlerinin başına geçebilirler.